Moldova’da referandumdan ‘kıl payı’ AB üyeliği çıktı: Şimdi ne olacak?
Moldova’da seçmenler, 20 Ekim Pazar günü hem yeni cumhurbaşkanlarını belirlemek hem de ülkenin Avrupa Birliği’ne (AB) katılması için anayasada değişiklik yapılıp yapılmayacağına karar vermek için sandık başına gitti. Oyların yüzde 99,14’ünün sayıldığı ülkede, seçmenlerin yüzde 50,39’u AB’den yana oy kullanırken, anayasada AB katılımı için değişiklik yapılmasını istemeyenlerin oranı yüzde 49,16 oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırken, AB’ye katılımı destekleyen mevcut Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adayı Maia Sandu, referandum sonuçlarına ilişkin açıklamasında, gelecek için yürütülen ‘zor mücadelede ilk muharebenin kazanıldığı’ yorumunu yaptı. Reuters haber ajansının aktardığına göre, söz konusu referandum Rusya destekli müdahale iddialarının gölgesinde gerçekleşirken, referandumda ‘Hayır’ oyunun çıkması aynı zamanda AB üyeliğini destekleyen hükümet için ‘siyasi bir facia’ olabilirdi.
‘ADALETLİ OLMAYAN BİR MÜCADELEDE ADİL MÜCADELE YÜRÜTÜP KAZANDIK’
Nitekim, referandumda sandıklardan çok küçük bir farkla ‘Evet’ oyunun çıkması Cumhurbaşkanı Sandu’nun destekçileri için de bir ‘şok’ oldu. Sandu, bu referandumla birlikte 2030 yılına kadar ülkesini AB üyesi yapma ve ‘Moskova’nın ekseninden tamamen çıkarma’ yolunda net bir mesaj vermek istiyordu. Sandu, sosyal medya X hesabından yaptığı açıklamada, “Moldova halkı konuştu: AB geleceğimiz, anayasada sabitlenecek. Adaletli olmayan bir mücadelede adil bir mücadele yürüttük ve kazandık” diye konuştu.
Referandumdan ‘Evet’ çıkması, ülkenin anayasasına AB üyeliğinin bir hedef olarak eklenmesi demek. Moldova, haziran ayında AB üyelik sürecine resmi olarak başlamıştı.
AB’DEN RUSYA’YA ‘MÜDAHALE’ SUÇLAMASI
Referandumun ardından Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamada, Moldova halkının oy kullanma hakkını kullanarak AB üyeliğini anayasalarına ekleme yönünde karar aldığı, AB’nin de referandum sonucunu memnuniyetle karşıladığı ifade edildi. Açıklamada, “Moldova Cumhuriyeti vatandaşları, Moldova’da demokratik seçimin altını oymak için Rusya ve vekilleri tarafından yürütülen devasa müdahale ve hibrit kampanyaya rağmen geleceklerini Avrupa Birliği içine demirlemek için tarihi bir seçim yaptı” ifadeleri kullanıldı.
KREMLİN: SEÇİMLER ÖZGÜR DEĞİLDİ, OYLARDAKİ ARTIŞI İZAH ETMEK GÜÇ
Kremlin’den yapılan açıklamada ise Moldova’da yapılan seçimlerin ‘özgür olmadığı’ ve Cumhurbaşkanı Sandu ile AB lehine oyların artışını ‘açıklamanın zor olduğu’ iddia edildi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, 21 Ekim Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Gördüğümüz şey, Sandu ve AB oryantasyonu lehine oy kullanan referandum katılımcılarının oylarında mekanik olarak izahı güç bir artış oranıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Dmitriy Peskov, açıklamasında ayrıca ‘Hayır’ için kampanya yürütmek isteyen kişilere bu fırsatın sunulmadığını ve bu kişilerin yetkililer tarafından baskıyla karşı karşıya bırakıldığını, hapishanelere atılıp sorgulandıklarını, ülkeye alınmadıklarını, medya kuruluşlarının kapatıldığını ve internet kaynaklarının bloke edildiğini savundu.
Öte yandan, BBC Türkçe’nin aktardığına göre, bir BBC muhabiri, bir kadının oy pusulasını sandığa attıktan sonra seçim gözlemcisine parayı nereden alacağını sorduğunu duydu. Oy vermesi karşılığında kendisine para teklif edilip edilmediği sorulduğunda ise bunu kabul etti. Kendisini oy verme merkezine gönderen bir kişinin artık aramalarına cevap vermemesine kızan kadın “Beni kandırdı!” dedi. Kime oy verdiği sorulduğunda ise cevap vermedi.
‘MOLDOVA HALKI İÇİN BİR ZAFER, RUSYA İÇİN BİR YENİLGİ’
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova da konuya ilişkin açıklamasında AB referandumundaki küçük farkın Sandu yönetimi için ‘hayal kırıklığı’ olduğunu söyleyerek, “Ülkeyi Avrupa Birliği’ne entegre etme projesi, kesin bir destek kazanamadı” diye konuşurken, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Moldova’nın üyelik süreciyle ilgili çalışan Romanyalı vekil Siegfried Mureșan, küçük farkla referandumdan çıkan sonucun ‘Moldova Cumhuriyeti halkı için bir zafer, Rusya için ise bir yenilgi’ olduğunu söyledi.
Söz konusu referandum sonucu, hükümetin AB üyeliğini eklemek için anayasada değişiklik yapabileceği ve üyelik müzakerelerinin ardından AB’ye katılıma giden kapıyı aralayabileceği anlamına geliyor. Yetkililer, Moldova’nın 2030 yılına kadar AB’ye üye olması için çalışırken, söz konusu tarihe bağlılık göstermesi için Brüksel’e de çağrı yapıyor.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)